Baltik ülkelerinin incisi olarak bilinen Letonya bağımsızlığını ilan edeli daha sadece 25 sene olmuş. Başkenti Riga yaklaşık 700.000 kişilik nüfusu ile Letonya’nın en büyük şehri. 1201 yılında bir liman şehri olarak kurulan Riga, Eski Riga (Old Riga) ve modern şehir olarak ikiye ayrılıyor. Daugava Nehri’nin sağında kalan Eski Riga şehrin orta çağı yansıtan kısmı ve UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. Mimarisiyle dikkat çeken Riga’nın Avrupa’nın en güzel Art Nouveau binalarına sahip olduğu kabul ediliyor.
Riga her ne kadar Letonya’nın en büyük şehri olsa da oldukça küçük bir şehir. Avrupa’da gördüğüm diğer küçük şehirlerle arasındaki fark çok sessiz ve sakin olması. O cıvıl cıvıl hareketli meydanlar yok. Yaz aylarında büyük gemilerin yanaştığı zamanlar herhalde daha hareketlidir fakat nisan ayında sanki herkes bir yere gitmiş şehir boşalmış gibiydi. Buna rağmen şehir özellikle mimarisiyle görmeye değer. Kısaca iki günlük bir kaçamak için uygun adres. Otel ve restoran fiyatları da oldukça ucuz.
Restorans 1221: Restoranın bulunduğu bina birçok Riga fotoğrafında karşınıza çıkan masal evine benzeyen bina. Gördüğünüz an anlayacaksınız. Jauniela 16, Riga (http://1221.lv)
Domini Canes: Güneşli bir günde yakalayabilirseniz terasında oturup güzel havanın tadını çıkarabilirsiniz. Skārņu street 18/20 Riga (http://dominicanes.lv/en/)
Peter’s Brewhouse: Bira ve sosis yapmadan dönmem diyenler için. Skārņu iela 9, Rīga, LV-1050, Latvia