İstanbul’da nefes alabilecek yerlerin azaldığı konusunda sanırım çoğumuz hem fikiriz. Elde kalan bir kaç yeşil alanda mangal dumanıyla kaplı maalesef. Piknik yapmak isteyenlere bir diyeceğim yok tabi ama yüz mangal bir anda yakılınca duman altında kaldığımız da bir gerçek. Uzun lafın kısası şehir merkezinde diyebileceğim bir konumda, piknik yapmanın ve hatta dışardan yemek getirmenin yasak olduğu, ciğerlerinizi oksijenle doldurup, yürüyüp, koşabileceğiniz bir doğa parçası buldum. Bu yazıdan çok önce de duymuş olduğunuza emin olduğum Atatürk Arboretumu’ndan bahsediyorum. Ben de bir çok kez hakkında yazılar okumuştum ama sonunda gitmeye karar vermem nedendir bilinmez epey vaktimi aldı. Belki bu yazıda sizi harekete geçiren yazı olur. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne bağlı Atatürk Arboretumu aslında Belgrad Ormanı’nın bir parçası. Atatürk ismi 1982 ylında Atatürk’ün yüzüncü doğum yılı kutlamaları kapsamında verilmiş.
Atatürk Arboretumu’nu minik bir park gibi düşünmeyin. Aslında oldukça büyük bir alana yayılı ve spor amaçlı olarak da kullanabileceğiniz ağaçların arasında uzun bir parkuru var. Yaz aylarında haftasonları kalabalık olduğunu tahmin ediyorum ama sabah koşusu için erken saatte giderseniz rahat edeceğinize eminim.
Arboretum görevlileri işlerini iyi yapmak için özenle çalışıyorlar. Dışarıdan yiyecek getirilememesi de çevrenin temiz kalmasında büyük rol oynuyor. Bu arada çantanızdaki su şişesiyle girmenize karşı çıkmıyorlar. Evcil hayvanların girmesine izin verilmediğinin bilgisini de vereyim. Hafta sonu güzel bir kahvaltı öncesi güne zinde başlamak için ideal bir yer.
