Geçtiğimiz Haziran ayında New York’a beşinci kez gittim ama Brooklyn Köprüsü’nden ilk defa yürüdüm. Daha önce bir kez merdivenlerinden çıkıp bakmıştım ama o sayılmaz tabi. Bu sefer özellikle Mark’ın da Brooklyn Köprüsü’nü yürüyerek geçmek istemesinin büyük payı vardı.
Brooklyn Köprüsü’nü yürümeden önceki günlerde tabi ki ben de oturdum, çeşitli blog yazılarından bilgi toplamaya çalıştım. Hava sıcak olacağı için en çok yürüyüşün ne kadar süreceğini merak ediyordum. Artık kendim yürüdüğüme göre size birinci ağızdan bilgi verebilirim. Brooklyn Köprüsü’nün uzunluğu yaklaşık 1,8 km ama köprünün girişine kadar yürümeniz gereken bir mesafe olduğunu unutmayın. Boğaz köprüsü gibi düşünebilirsiniz. Köprü yolundasınız ama daha köprünün üzerine daha gelmemişsiniz. Bu mesafeleri de katınca yaklaşık 2,6 km gibi bir mesafe çıkıyor. Eğer tempolu bir şekilde yürürseniz Brooklyn Köprüsü’nü yarım saatte yürüyebilirsiniz. Uzun uzun fotoğraf çekeceğim, poz vereceğim derseniz, yürüyüşünüz çok rahatlıkla bir saati bulur. Biz ikisinin ortasını yaptık ve 40-45 dakikada tamamladık.
Brooklyn Köprüsü yürüyüşünüze ister Manhattan’dan ister Brooklyn’den başlayabilirsiniz. En mantıklısı devamında nerde olmak istediğinize göre seçmek. Brooklyn Köprüsü’nün Manhattan’daki ayağı Wall Street’e bağlanıyor, Brooklyn ayağı ise Dumbo’ya (Down Under the Manhattan Bridge Overpass). Biz günün kalanını Dumbo’da geçirmek istediğimiz için köprüye Wall Street’den giriş yaptık. Williamsburg’da kaldığımız evin hemen önünde feribot iskelesi olduğu için, önce feribotla Wall Street’e geçtik. Wall Street durağında indiğimizde köprünün girişini bulmamız çok kolay olmadı. Köprüyü görüyorsunuz ama yaya olarak nerden çıkacağınızı kestiremiyorsunuz. Şaşırtıcı bir şekilde yaya çıkışı için pek tabela da göremedik. Köprüyü gerinizde bırakıp içeri doğru yürüdüğünüzde sağda alt geçide benzeyen bir yerde merdivenleri göreceksiniz. Zaten etrafta sizin gibi girişi arayan başka turistler de göreceğiniz kesin.
Tahmin edebileceğiniz gibi köprünün yaya yoluna çıkınca, nehrin üstüne varana kadar biraz yürümeniz gerekecek. Esas kalabalıkta nehir seviyesine gelince başlıyor diyebilirim. Muhtemelen güzel manzaralar burada başladığı için insanlar buralarda yoğunlaşıyor. Yürürken ara ara arkanızı dönüp Manhattan manzarasına bakmayı unutmayın. Gökdelenlere her ne kadar bayılmasam da Manhattan’daki gökdelen görüntüsünden etkilendiğimi söylemeliyim. Özellikle de gün batımında güneş ışıkları yansıma yaptığında.
Brooklyn Köprüsü’nde çekilmiş birçok fotoğraf görmüşsünüzdür eminim. Yürüyüşünüz sırasında bu fotoğrafların sahne arkasını da görmüş olacaksınız. Özellikle fotoğraf çektirmek için, ona uygun giyinip gelen birçok kişi göreceksiniz. Ben bazı fotoğrafları gördüğümde bana tehlikeli gözükmüştü, özellikle altından araba yolunun geçtiğini gördüğüm kareler. Mark, fotoğrafta da göreceğiniz gibi her zamanki gibi benden cesurdu. Tehlikeli olduğunu söyleyemem ama itiraf ediyorum ben biraz korkağım bu konularda. Yine de dikkatli olmakta fayda var.
Brooklyn Köprüsü’nün yaya yolunda şeritlerin bir tanesi bisikletlilere ayrılmış durumda. Bisiklet şeridinde olmadığınıza dikkat edin, çünkü haklı olarak bisiklet sürücüleri yolları kapandığında epey sinirleniyorlar. Ne de olsa o insanların bir kısmı bu yolu işlerine gitmek için kullanıyorlar ve turistler kadar boş vakitleri olmadığına eminim.
Brooklyn Köprüsü’nü yürümek bizim için güzel bir deneyimdi.Biz programımıza uyduramadık ama tahminimce Brooklyn Köprüsü’nden yürümek için en güzel zaman gün batımıdır. Gün ortası yaz aylarında çok kalabalık ve sıcak olabilir. Yürürken yorulursanız oturabileceğiniz banklar da var, aklınızda olsun. Yanınıza su almanızı da öneririm. Yardıma ihtiyacınız olursa danışabileceğiniz polis memurları da yoğun bir şekilde köprüdeydi. Kısacası, New York planlarınıza Brooklyn Köprüsü’nü yürüyerek geçmeyi ekleyebilirsiniz.
Bizim deneyimimizle ilgili daha fazlası için de Youtube’da AwaywithDeniz kanalından videomuzu izleyebilirsiniz.