Bask mutfağı zor bir mutfak. Her ne kadar yeni yemekleri tatmaktan zevk alsam da Biarritz benim için yemek açısından iyi bir deneyim olmadı. Ama Biarritz’e sırf okyanus ve sörfçüleri görmek için gitmeye değer. Alışılagelmiş seyahat noktalarından olmadığı için oraya nasıl giderim, direk uçuş yoktur gibi kaygılarınızın olması normal. Ama inanın o kadar zor değil. Öneğin Paris’ten hızlı tren veya uçakla gidebilirsiniz. Bu arada Biarritz’e gitmişken araba kiralayıp çok yakındaki St Jean de Luz ve İspanya sınırını geçip San Sebastian’ı da mutlaka görün.
- Hotel du Palais. Eugenie ve Napoleon III, 1853 yılında evlendikten sonra kendilerine yazlık bir rezidans yapmak üzere Biarritz’de bir arsa almışlar. 1855 ve 1868 yılları arasında her yazı burada geçirmişler. Şehrin diğer ziyaretçileri arasında Belçika Kralları, Monaco prensi, İspanya kraliçesi ve güzel havadan faydalanmak isteyen İngilizler de varmış. Şehir bu şekilde popülerleşmeye başlamış ve nüfusu gittikçe artmış. Villa Eugenie daha sonra belediyeye satılmış ve Hotel du Palais adı altında bir otel halini almış.
- Le Café de Paris Hotel. Şehrin tam merkezinde diyebiliriz. Arka tarafa bakan odalarda etkileyici bir okyanus manzarası var. Araba kiralamayı düşünenler için otelin tam karşısında bir otopark (Bellevue) olduğunu da söyleyelim. 5, Place Bellevue
Palmarium Biarritz. Tam bir sörfçü bar/restoranı. Özellikle yerel insanların tercih ettiği cok rahat ve sevimli bir yer. Yemeklerin porsiyonları da oldukça büyük ve lezzetli.
Les Colonnes. Akşamüstü terasında kahve veya prosecco keyfi yapabilirsiniz. 4 Avenue Edouard VII
Les Rosiers. Şık ve romantik bir akşam yemeği için iyi bir tercih. Serviste oldukça iyiler ama menüde ne olduğundan emin olamadığınız yemekleri denemeden önce iki kere düşünün. 32, Avenue Beau Soleil
Yorum yapılmamış