Hava sıcak olsun soğuk olsun fark etmiyor pazar günlerini evde pinekleyerek geçirmek bize pek uymuyor, sanki hafta sonunu kendiliğinden bir güne düşürmüşüz gibi geliyor. Hele İstanbul gibi bir şehirde Pazar günleri bile inanın yapacak çok şey var. Biz geçtiğimiz Pazar artık klasik haline gelmiş kahvaltılarımızdan birini yapıp oradan da Pera Müzesi’ndeki Duvarların Dili- Graffiti Sokak Sanatı sergisine gidelim dedik.
Kahvaltı deyince Alaçatı’da Su’dan, İstanbul’da Aheste’den iyisini bulmak pek kolay değil. Bu durumda her iki mekanın da sahibinin aynı kişi olması bir tesadüf değil. Galata’da meşhur Doğan Apartmanı’ndaki Aheste’yi keşfedeli aslında bir yıldan fazla oldu ama birkaç aydır açıkçası biraz boşlamıştık. Pazar sabah saat 11:30 gibi Aheste’nin kapısındaydık ve bütün masalar doluydu. Daha önce her gelişimizde rezervasyon yaptırmıştık ama bu sefer nedense boş bulunduk. Neyse ki şansımız yaver gitti ve 10 dakika bekledikten sonra bir masa boşaldı.
Su’dan ile olan aile bağından da tahmin edebileceğiniz gibi kahvaltı Alaçatı dokunuşlarından nasibini almış. Zaten içinde aklınıza gelebilecek her şeyin olduğu serpme kahvaltının adı da Su’dan Alaçatı Kahvaltısı. Biberli lor, peynir çeşitleri, ev yapımı reçeller, keçi boynuzu pekmezi, lor peynirli meyve tabağı, zeytin, domates, salatalık, kireçte kabak tatlısı, yani yok yok anlayacağınız. Çılbır ve avokado salatalı yumurtaları ise özel lezzetlerinden diyebiliriz. Hem gözünüz hem karnınız doyacak.
Kahvaltı faslı bitince Pera Müzesi’ne doğru yürümeye başladık. Pera Müzesi bu sefer alışılagelmiş sergi anlayışının dışına çıkmış. Amerika, Almanya, Fransa, Japonya gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye’den de olmak üzere 20’den fazla sanatçının bizzat müze duvarlarında yaptıkları graffitileri sergiliyor. Youtube’da bu graffitilerin yapılış aşamaları ile ilgili kısa bir videoyu dahttp://www.youtube.com/watch?v=xWdTqi8Rv3s linkinden izleyebilirsiniz.
Bu arada grafitiler sokak sanatı ismine uygun olarak sadece müzede değil, Beyoğlu ve Beşiktaş Belediyesi katkılarıyla Ortaköy Kültür Merkezi, Abbasağa Parkı, Ihlamurdere Caddesi gibi çeşitli semt ve parklara da taşmış durumda.
Sergiden sonra bir durağımız daha vardı. İstanbul’un kitap kokan, duvardan duvara kitapların arasında saatler geçirip, sözde büyük ve modern kitapçı olarak sunulan kitapçıların hiçbirinde bulamayacağınız kitapları bulabileceğiniz bir kitapçı, Robinson Crusoe 389.
Robinson Crusoe 1994 yılında “Duvarlar Boyunca Kitap” sözüyle yola çıkmıştı. Belki duymuşsunuzdur geçen sene Beyoğlu’nda artan kira fiyatlarıyla baş edebilmek için “önce öde sonra al” sloganıyla Robkart kampanyası başlatmışlardır. Aslında Robkart alan insanlarının çoğu da bu kartın içindeki nakit hakkını hiç kullanmayıp bağış olarak görmüşlerdi. Robinson Crusoe şimdi yeni yerine Salt Beyoğlu’nun 4. katına taşındı.
Duvardan duvara kitap sözü tavana yükselen kitaplıklarıyla hala geçerli. Her zamanki gibi hem Türkçe hem İngilizce çeşit çeşit konularda kitapları bir arada bulmak mümkün. Rafların arasına serpiştirilmiş koltuklar, kahve makinesi ve küçük bahçesiyle sadece kitap satın almak için değil aynı zamanda da keyifli vakit geçirebilmek için birebir. Tabi eğer kitap okumayı ve kitapçıları seviyorsanız. Avrupa’da gezerken niye bizim de böyle kitapçılarımız yok diye hayıflanıyorsanız, Robinson Crusoe’ya mutlaka gidin. Bu arada Robkart kampanyasına da hala destek olabilirsiniz.
Aheste
Yeni adresini lütfen sitesinden kontrol edin.
www.ahestegalata.com
Pera Müzesi
Duvarların Dili (13 Ağustos – 5 Ekim)
Meşrutiyet Caddesi No.65
34443 Tepebaşı – Beyoğlu – İstanbul
Robinson Crusoe 389
Salt Beyoğlu
İstiklal Caddesi No.136
Beyoglu
